tr_TR en_US ar
tr_TR en_US ar
 Kadına Yönelik Şiddet (Aile İçi Şiddet)

Kadına Yönelik Şiddet (Aile İçi Şiddet)

Aile içi şiddet, aile bireylerinden herhangi birine yönelik olarak gerçekleşebilir. Ailenin korunması toplum açısından oldukça önemlidir. Aile toplumun en temel yapı birimi olurken devlet tarafından da korunmaya ihtiyacı olan bir kurum olarak görülmektedir.

Ailenin toplum için önemi devletin bekası söz konusu olduğunda daha iyi anlaşılır. Toplumsal bozulmaların temelinde aile kurumunda yaşanan değişim ve dönüşümlerin etkisi olurken ailenin zarar görmesi toplumun zarara uğramasına yol açar.

Toplumda yaşanan bozulmalar ise devleti dolaylı yoldan etkiler. Devlet toplumsal nizam korunduğu sürece işlevlerini yerine getirebilir. Bu kurumun aksamadan görevlerini yapabilmesi, devamlılığı için düzen şarttır.

Devlet bu sebeplerle aileye ayrı bir önem verir. Ailede oluşacak düzen bozuklukları, şiddet, anlaşmazlıklar, problemler karşısında devlet hem kendi kurumları ile hem de sivil toplum kuruluşları aracılığı ile aileyi korumaya çalışır.

Aile içi şiddet ailenin problemlerinden biridir. Devletin bu konuya yönelik olarak kanunlar aracılığı ile düzenlemeler yaptığı görülmektedir. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önüne geçilebilmesi için kanun kapsamındaki yaptırımlarla hareket edilmektedir.

Şiddete maruz kalan kişinin korunması için önleyici kararlar hâkim tarafından verilir. Hâkimin vereceği önleyici kararlara uymayanlar içinse çeşitli yaptırımlar uygulanır. Aile içi şiddet ailedeki herhangi bir bireye uygulanabilir. Eşe, anne-babaya ya da çocuğa karşı şiddet uygulayan kişiler kanun nazarında cezalandırılmaktadır.

Şiddet çeşitli biçimlerde uygulanabilir. Fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet türleri ile şiddete maruz kalanların acı çekmesi söz konusu olur. Şiddet toplumsal alanda, kamusal alanda ya da özel alanda uygulanabilir. Şiddetin yaratacağı acı fiziksel olabileceği gibi psikolojik olarak da kişiyi etkiler.

Aile İçi Şiddet Nedir?

Aile içi şiddet kentsel alanlarda olabileceği gibi kırsal alanlarda da karşımıza çıkan bir problemdir. Aile içi şiddetin yol açabileceği çok sayıda sorundan biri de stres bozukluğu ya da depresyondur.

Şiddete uğrayan bireylerin çocuklarının da bu durumdan olumsuz etkilendiği görülürken eşler arasında şiddete maruz kalarak büyüyen çocuklar ileriki yaşamlarında şiddete meyilli olabilmektedir.

Aile üyelerinden herhangi biri tarafından ailedeki bir diğer bireyin yaşamının fiziksel veya psikolojik bütünlüğünün tehlikeye sokulması şiddeti ifade eder. Aile içi şiddette mağdur, aile bireylerinden biri tarafından şiddete maruz bırakılır.

Aile İçi Şiddet ve Hukuki Düzenlemeler

Anayasa herkesi dil, din, ırk, cinsiyet, siyasi görüş bakımından kanun önünde eşit sayar. Kadın ve erkek yasalar karşısında eşit haklara sahip olurken devlet eşitliği yaşama geçiren kurum olarak görev yapar.  Kanun önünde hiçbir kimse, zümre, aile ya da sınıf imtiyaz sahibi olamaz. Anayasa’nın 10. Maddesi bu konuyu güvence altına almaktadır.

Bunun yanında kadın ve erkek aile içinde eşit olarak kabul edilir. Ailenin Türk toplumunun en temel yapı birimi olduğuna da 41. Maddede yer verilen bir konudur. Devlet ailenin huzur ve refahının tesisi ile mesuldür. Ana ve çocukların korunması yönünde devletin sorumlulukları bulunur.

Anayasa şiddeti ve ayrımcılığı yasaklarken devlete de aileyi koruma yönünde birtakım sorumluluklar yüklemektedir. Bu sayede de ailenin korunması amaçlanır. Aile toplumun en temel yapı birimi olarak bir arada yaşamak üzere bir araya gelen bireylerden oluşmaktadır. İnsan genellikle doğduğu andan itibaren ailenin bir bireyi olur ve yaşamını bu ortamda idame ettirir.

Kişi, toplumsal yaşamın içinde yer alacağı zaman aile de önemli hale gelir. Birey her tür davranışı toplumsal yaşama hazırlanırken genellikle ailede edinir. Aile kan bağı ile birbirine bağlanan bireylerden oluşmasına rağmen bazı hallerde evlat edinme yolu ile de aile olunabilir.

Şiddet aile bireyleri arasında ortaya çıkan ve kişiye hem fiziksel hem de ruhsal yönden acı veren bir davranış biçimidir. Şiddetle kişiler yaralanabilir, sindirilebilir, duygusal baskı altına alınabilir.

Şiddet Kavramı ve Şiddet Türleri

Şiddet kavramı kişiye hem fiziksel hem de psikolojik yönden acı verebilecek unsurlardan oluşur. Şiddet uygulanan kişi çeşitli biçimlerde acıya maruz bırakılır. Fiziksel, cinsel, psikolojik, sözel ya da ekonomik olarak kişi şiddete maruz bırakılabilir.

Fiziksel Şiddet

Fiziksel şiddet kaba kuvvet kullanılarak uygulanır. Kişiyi korkutma, sindirme amacı güden bu şiddet türü en yaygın karşılaşılan şiddet cinsidir. Fiziksel şiddet uygulanan kişi sindirilip korkutulmak istenir.

Fiziksel şiddet insana fiziksel olarak da acı yaşatır. Tokat atma, tekmeleme, yumruk atma, itip kakma fiziksel şiddet türlerine örnek olarak verilebilir.

Cinsel Şiddet

Cinsellik bir tehdit ya da sindirme amacı ile kullanıldığında ortaya çıkan cinsel şiddet çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir. Eşi istemediği halde zorla ilişkiye zorlamak, eşin başkaları ile ilişkiye girmeye zorlanması, eşin cinsel organlarına zarar verilmesi cinsel şiddet türleri arasında sayılabilir.

Kişiyi cinsel içerikli sözcükler kullanmaya zorlama, kadını fuhuş yapmaya zorlama, kadını çocuk doğurmaya, kürtaj olmaya ya da olmamaya zorlama da cinsel şiddet kapsamında değerlendirilmektedir.

Ekonomik Şiddet

Ekonomik şiddet, sahip olunan ekonomik kaynakların ve paranın kişinin üzerinde bir yaptırım ya da tehdit aracı olarak kullanılmasını ifade eder. Kadının çalışmasını engellemek, kadına para vermemek, tek başına kararlar almak ve uygulamak, çalışmayıp kadının geliri ile yaşamını sürdürmek bu tür şiddete örnek teşkil edebilir.

Eşi borçlandırma, kadını çalışmaya zorlama, eşi ekonomik güçsüzlüğüne bağlı olarak eleştirmek de ekonomik şiddet kapsamında kabul edilmektedir.

Psikolojik Şiddet

Psikolojik şiddet, kişiyi sözlü ya da duygusal yollardan aşağılamak, küçük düşürmek şeklinde ortaya çıkar. Psikolojik şiddete maruz kalan kişi ruhsal yönden acı çeker. Kişiye baskı yapılarak ailesi ya da arkadaşları ile görüşmesi psikolojik şiddetle engellendiğinde kişi mutsuz olur.

Kişi psikolojik şiddete maruz kaldığında baskıdan kendi özgür iradesi ile hareket edemez ve karar veremez. Söz ya da davranışla gerçekleştirilebilen psikolojik şiddet kişide çeşitli travmalara yol açar.

Psikolojik şiddetle ortaya çıkabilecek suç türleri; kişiyi hürriyetinden mahrum etme, iş ve çalışma özgürlüğünü engelleme, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma, özel hayatın gizliliğinin ihlali, haberleşme gizliliğinin ihlali, inanç-kanaat özgürlüğünün ihlali olur.

Eşe hakaret etmek, aşağılamak, toplum içinde rencide etmek, küçük düşürmek, eleştirmek psikolojik şiddet türlerinden bazılarıdır. Bireyi yıprandıran bu tür davranışlar kişide mutsuzluk ve üzüntü hissine sebep olur.

Aile İçi Şiddet ve Türk Ceza Kanunu

Aile içi şiddet sonuçları bakımından ceza hukuku ile ilgili bir konudur. Aile içi şiddetin önlenebilmesi için birtakım suçlarla caydırıcılığın tesis edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu kapsamda kanun çeşitli suçlarla da bağlantı kurarak aile içi şiddeti önleme noktasında yaptırımlar uygular. Bu suçlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Kasten öldürme,
  • Yaralama,
  • Eziyet,
  • Cinsel dokunulmazlığın ihlali,
  • Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma,
  • Kötü muamele,
  • Aile hukukundan doğan yükümlülük ihlalleri,
  • Çocuğun kaçırılması,

Aile içi şiddetin önlenebilmesi için kanun koyucu önleyici ve koruyucu tedbirler uygular. Şiddetin meşrulaştırılması yönünde hiçbir neden kabul edilemez nitelik taşır. Ailenin toplumsal görevleri yerine getirme noktasında zayıflaması, zarar görmesi ciddi sorunları da beraberinde getireceğinden kanun koyucu bu konuda çeşitli tedbirler uygulamak sureti ile hareket eder.

Şiddet, ailenin fonksiyonlarına zarar verme gücü olan önemli bir problem olarak görülür. Aile içi şiddete neden olabilen pek çok durum söz konusudur. Ailenin sorun çözme kabiliyetinde ortaya çıkan zayıflamalar, ahlaki değerlerde oluşan bozulmalar, suça eğilimin artması, kötü alışkanlıkların yaygınlaşması gibi birçok sebep aile içi şiddeti tetikleyen etkenler arasında kabul edilmektedir.

Aile İçi Şiddet ve Kanunun Uygulanması

Aile içi şiddette kanunun uygulanabilmesi için şiddet içeren bir davranışa gerek duyulur. Şiddetin icrai veya ihmali bir hareketle işlenebilmesi söz konusudur. Bu hareket ya da davranış mutlaka ceza kanunları bakımından suç olmak zorunda değildir. Bir kez uygulanması da yeterlidir.

Şiddet bir zarara yol açmak zorunda olmadığı gibi ispatı da zorunlu değildir. Şiddet kusurlu bir harekete bağlı olarak işlenmiş olmalıdır. Şiddet içeren davranışın eşe, çocuklara ya da aile bireylerinden birine karşı gerçekleşmesi gerekir. Mahkemece ayrılık kararı verilmiş olan eski eşe karşı da şiddet, suç olarak kabul edilen bir davranıştır.

Aile İçi Şiddete Yol Açan Nedenler

Aile toplum açısından oldukça önemlidir. İnsanın içine doğduğu aile onun aynı zamanda sığınağıdır. Yaşamı boyunca insan ailenin bir ferdi olur. Aile içi şiddet çoğu zaman gözle görülemeyen ya da ortaya çıkmış olsa bile üstü örtülen bir durumdur.

Şiddet kişi üzerinde fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da yıpratıcı tahribatlara yol açar. Bu sebeple de önlenmesi yönünde tedbirler alınması zorunludur. Biyolojik ya da psikolojik nedenler aile içi şiddetin ortaya çıkmasında etkilidir.

Kişinin öfke kontrolüne sahip olmaması, kıskançlığa bağlı nedenler, psikolojik rahatsızlıklar, kişilik bozuklukları, yüksek strese maruz kalmak, zor yaşam koşulları, ekonomik sebepler şiddetin ortaya çıkmasında etken olabilir.

Şiddet, öğrenilebilir bir davranış olması ile de dikkat çeker. Bu sebeple de sosyal açıdan da şiddet önemlidir. Çocuklukta ve gençlik dönemlerinde şiddete maruz kalan bireylerde ileri yaşlarda şiddete meyilli davranışların görülme olasılığı da yüksektir.

Evlilikte Şiddet Görenlerin Yapması Gerekenler

Evlilikte şiddet gören bireylerin yapabilecekleri bazı davranışlar bulunur. Bu durumda kalan bir kişi öncelikle en yakındaki kolluk kuvvetlerine başvurmalıdır. Jandarma, polis, belediyeler, kadın örgütleri, savcılık, sivil toplum kuruluşları, şiddet önleme ve izleme merkezi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı şiddet görenlerin başvurabilecekleri yerlerdir.

Şiddet gören birey somut olayın durumuna bağlı olarak ve sağlık durumu da müsaade ediyorsa öncelikle bir sağlık raporu almalıdır. Kolluk kuvvetlerine başvuru sırasında en yakın sağlık birimine sevk edilmesi gereken şiddet mağduru buradan darp raporu alır.

Şiddet gören ve mağdur olarak tanımlanan kişi, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca şiddeti uygulayana karşı tedbir aldırabilir. Bu durumda uygulanabilecek tedbirlerden bazıları şunlardır:

  • Evden uzaklaştırma kararı,
  • İletişim araçları ile rahatsız edilmeyi engelleme,
  • Kişisel bilgilerin gizlenmesi,
  • Yakın koruma,
  • Geçici velayet,
  • Geçici, maddi yardım,
  • Kişiye yaklaşmayı engelleme.

6284 Sayılı Kanun Amacı ve Kapsamı

Kanun aracılığı ile aile içi şiddete karşı koruyucu ve önleyici tedbirler alınmaya çalışılır. Hakimler kanun kapsamında koruyucu ve önleyici tedbirleri birlikte verebilmektedir. Mülki amirlerin yanı sıra gecikmesinde sakınca olan durumlar söz konusu ise kolluk amirleri bazı önleyici tedbir kararlarını verebilir. Mülki amirler tarafından verilebilen koruyucu tedbir kararları şunlardır:

  • Geçici maddi yardım,
  • Geçici, koruma,
  • Kreş imkânı sunma,
  • Barınma yeri temin etme.

Hâkimin Verebileceği Koruyucu Tedbir Kararları

  • İş yeri değişikliği,
  • Yerleşim yerini ayırma,
  • Aile konutuna şerh koyma,
  • Kimlik bilgilerinde değişiklik.

Önleyici Tedbirler Nelerdir?

Hâkim tarafından verilebilen ve şiddet uygulayana yönelik olan önleyici tedbir kararlarından bazıları aşağıdaki gibidir.

  • Müşterek konuttan ve bulunduğu yerden derhal uzaklaştırma,
  • İletişim kanalları ile rahatsız etmeme,
  • Silah kullanma ve bulundurma izni olsa da silahını kolluk kuvvetlerine teslim etme,
  • Aşağılama, hakaret, küçük düşürme gibi davranışları işlememe,
  • Şahsi eşyaya ve ev eşyasına zarar vermeme kararı,
  • Çocukla kurulan ilişkide sınırlama,
  • Şiddet uygulayanın varsa psikolojik rahatsızlığı, alkol ve madde bağımlılığının tedavi edilmesi yönünde karar alınabilir.

Kolluk Amirinin Verebileceği Önleyici Tedbir Kararları

  • Hakaret, küçük düşürme, şiddet davranışlarının yapılmaması,
  • Müşterek konuttan derhal uzaklaştırma,
  • Bulunduğu yerden derhal uzaklaştırma,
  • Korunan kişiden uzak durma,
  • Çocuklarla kurulan ilişkinin sınırlandırılması.

6284 Sayılı Kanun’dan Kimler Faydalanabilir?

6284 sayılı kanundan yaralanabilecekler aşağıdaki gibidir:

  • Çocuk ve kadınlar,
  • Aynı hanede yaşayanlar,
  • Aynı haneyi paylaşmayanlar,
  • Tek taraflı ısrarlı takipten mağdur olanlar.

Aile İçi Şiddet ve Cezası

Aile içi şiddet ve cezası Türk Ceza Kanunu kapsamında uygulanır. İşlenen suça bağlı olarak yaptırımlarda değişiklik olması söz konusudur. Eşe karşı işlenen şiddet suçu nitelikli hale getirmektedir.  Nitelikli olarak işlenen bir suça yönelik verilecek cezada da artış yaşanır. Aile içi şiddet uygulandığında suç çeşitli açılardan ele alınır. Bu durumda da aşağıdaki suçlarla bağ kurulur.

  • Kasten yaralama suçu,
  • Nitelikli cinsel saldırı suçu,
  • Tehdit suçu,
  • Kasten öldürme suçu,
  • Hakaret suçu,
  • İntihara yönlendirme suçu,
  • Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu,
  • İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu.

Kişi şiddete uğramış ise ve sağlığı müsaade ediyorsa öncelikle bir darp raporu alır. Kolluk kuvvetlerine başvuru sırasında mağdurun en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmesi uygun olur. Darp raporu aldıktan sonra mağdur karakoldan, savcılıktan ya da mahkemeden koruma talep edebilir. Ayrıca, sürecin olumlu bir şekilde seyri, hak ve menfaat kaybı yaşanmaması adına yetkin ve uzman bir boşanma avukatından yardım alınması en sağlıklı yaklaşım olacaktır.

Şiddete maruz kalındıktan hemen sonra darp raporu alınabiliyorsa alınması delillerin korunması açısından önemlidir. Bunun yanı sıra rapor alabilmek için süre sınırlaması bulunmaz. Mahkeme tedbir kararı verdiğinde şiddeti uygulayan bu kararı ihlal ederse 3-10 gün aralığında değişen sürelerde zorlama hapsine maruz kalır. Hapis cezası verilmesine rağmen davranış sürdüğünde ise 30 güne kadar hapis cezası uygulanmaktadır. Aile içi şiddetle bağlantı kurularak cezalandırılabilen suçlar şunlardır.

  • Kasten yaralama suçu,
  • Eziyet suçu,
  • Birden fazla evlilik yapılması,
  • Çocuk düşürtme suçu,
  • Töre cinayetleri suçu,
  • Namus cinayetleri suçu,
  • Kötü davranışta bulunma suçu,
  • Tehdit etme suçu,
  • Hakaret etme suçu,
  • Cinsel taciz, saldırı suçu,
  • Huzur bozma suçu,
  • Fuhuşa zorlama suçu,
  • Konut dokunulmazlığını ihlal edilmesi suçu,
  • Çocuğun kaçırılması, alıkonulması suçu.

Aile İçi Şiddet ve Uzaklaştırma Kararı

Aile içi şiddet uygulanan kişiler uzaklaştırma kararı aldırabilir. Koruma ve önlemeye yönelik tedbir kararlarından biri uzaklaştırma kararıdır. Aile Mahkemesi bu kararı verecek olan mercidir. Şiddete maruz kalan kişi kolluk kuvvetlerine, mahkemeye, savcılığa ya da bu konuda görevli olan kurumlara müracaat edebilir.

Mahkemeden alınan uzaklaştırma kararları 6 aylık süre için verilir. Şiddet uygulayan kişiye bu karar tebliğ edilir. Başvurunun ardından birkaç gün içinde karar çıkar. Kişi tebliğ edilen kararı ihlal ederse çeşitli yaptırımlarla karşılaşır. Koruma kararı süresiz olarak verilmez. Mağduriyetin devam etmesi durumunda da yenilenebilir.

Şiddete uğrama tehlikesi altındaki kişiler ya da şiddet mağduru olanlar bulundukları yere en yakın polis ve jandarma karakoluna müracaat ederek şikâyet etme hakkını kullanabilir. Bu durumda polis ya da jandarma tedbir alınması gerekli ise derhal önleyici ve koruyucu tedbirleri almak için harekete geçer. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında şiddet önlenmeye ve gerekli desteğin temin edilmesine çalışılmaktadır.

Kadına Yönelik Şiddet Nedir?

Kadınların sadece kadın olmaları sebebi ile maruz kaldıkları şiddet kadına yönelik şiddet olarak tanımlanır. Cinsiyete dayalı ayrımcılığın yol açtığı bu şiddet türünde kadının insan hakları her tür tutum ve davranışla ihlal edilir.

Şiddet Mağdurlarının Korunması

Şiddet mağdurlarının korunması için şiddete maruz kalanların ilgili makam ve kurumlara başvurması gerekir. Bu kurum ve makamlar aşağıdaki gibidir:

  • En yakın polis merkezi ve jandarma karakolları,
  • Aile mahkemesi hakimliği,
  • Mülki amir,
  • Cumhuriyet başsavcılığı,
  • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı ilgili birimler,
  • ALO 183,
  • Aile, Kadın, Çocuk ve Engelli Sosyal Hizmet Danışma Hattı,
  • ALO 155,
  • ALO 156,
  • Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri,
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi,
  • Kadın Sığınma Evleri,
  • Sağlık kuruluşları,
  • Barolar,
  • Kadın Sivil Toplum Kuruluşları,
  • Belediyelerdeki Kadın Danışma Merkezleri.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir